Günlük hayatımızda hemen her an karşılaştığımız yalanlar değişik nedenlerden kaynaklanabilir. Yalan bazen içine düşülen zor durumdan kurtulmak için istemeden söylenirken bazen birisine duyulan nefret dolayısıyla kötülük amacı güdülerek söylenebilir. Veya kendini olduğundan daha üstün göstermek için bencillik adına da başvurulabilir. Elbette burada yalanın sebep olduğu etkinin derecesi yalan söyleyen kişinin yaşına, pozisyonuna, eğitimine ve hatta niyetine göre değişmektedir. Örneğin küçük bir çocuğun söylediği yalanla yaşlı başlı aklı başında birinin söylediği yalanın etkisi aynı olamaz. Yine karşıdaki kişiyi üzmemek adına söylenen bir yalanla, bilerek iftira ederek yalan söylemek hiç karşılaştırılmaz.

Yalan söyleyenlerin yaşlarına bakıldığında çok ciddi bir ayrım olmamakla birlikte çocukların  çok daha yalan söylediği söylenebilir. Ancak çocukların yalanları, yetişkinlerin yalanlarının yanında masum kalır. Çünkü onların yalanları aldatma amacı gütmez. Çocuk gerçeği iyi değerlendiremediği için, gördüklerini çarpıtarak anlatır ve uydurur. Kimi ana-baba çocuğun olmamış şeyleri olmuş gibi anlatmasını yalan sayar ve bunları dinleyerek olduğu gibi kabul etmek yerine çocuğu suçlar. 3-5 yaş çocuğu  gerçek ile yalanı tam manasıyla ayırt edemeyebilir. Hayal dünyaları çok geniş olduğu için inanılmaz öyküler anlatır, hayali arkadaşlara ve hayali olaylara yer verebilirler. Bunlar oyun niteliği taşır ve çocuk kurduğu bu hayalleri gerçek gibi kabul eder. Henüz gerçeklik ilkesinin egemen olduğu döneme girmemiştir, dolayısıyla şu ya da bu durumun gerçekliği konusunda sık sık yanılgıya düşer. Gerçeklik duygusunun yerleşmesi ancak  zamanla oluşan bir durumdur.

Bu bağlamda yalanın çeşitleri konusundaki farklı sınıflamalar mevcuttur. Bunlardan önemli görülenleri aşağıda yer almaktadır.

  1. Hayali Yalanlar: Küçük çocuklar gerçeği iyi değerlendiremedikleri için uydururlar. Oysa yetişkinler bu durumu yalan olarak görürler.
  2. Taklit Yalanlar: Çocuklar ana-babayı örnek alır. Ana-babanın yalanına tanık olan çocuk, yalan söylemeyi öğrenir. Örneğin: Doktora gidiyoruz diye gezmeye giden anne-baba çocuğun yalan  söylemesine farkında olmadan zemin hazırlamıştır. Çocuğun biraz daha büyüdüğünde arkadaşına ders çalışmaya gittiğini söyleyerek başka bir yere gitmesi bu durumda şaşılacak bir şey değildir.
  3. Sosyal Yalanlar: Çocuğun gerçek ile gerçek olmayanı ayırt etmesinden sonra yalanın halâ devamı halinde bu davranışın temelinde çevreyle olumsuz ilişkiler yatıyor demektir. Burada bencilce sonuçlar elde etme amacıyla, kasıtlı olarak başkalarını aldatmak söz konusudur. Sosyal yalanların “kendini kontrol edememe ve aşırı bencillik”le yakından bir ilgisi vardır. Bu durum, çocukların eğitiminde sosyalleştirme işinin gerektiği gibi yapılmadığının işaretidir. Çocuk başkasının haklarına en azından kendisininki kadar değer vermeyi öğrenememiştir. Çocuk ergenlik dönemine geldiğinde yalanın türü ve içeriği değişir gönül alma ve nezaket gibi sebeplerle bilinçli bir davranışla yalana başvurur. Buna “sosyal yalan” denmektedir. Toplum içinde gözden düşmemek, karşıdakini kırmamak adına sıklıkla başvurulur. Birisi çağırdığında gidilmek istenmiyorsa çok rahatlıkla “hastayım” veya “arkadaşım gelecek.” demesi bu duruma örnektir.
  4. Savunma Yalanları: Daha çok çocuklar başvurmakla birlikte diğer yaş gruplarında da görülebilir. Zor durumda kalan birey kendini korumak için yalan söyler. Özellikle sık sık eleştirilip, sert tepki gösterilen ve  mükemmelliğe zorlanan çocuklar yalana başvurabilir. Bu durumla sık karşılanması neticesinde yalan söylemek alışkanlık haline gelebilir.
  5. Yüceltilmiş Yalanlar: Başkalarının hayranlığını kazanmak ve üstün görünmek için söylenen yalanlardır. Bazen de bir özlemi dile getirmek (çocuklarda daha çok olabilir) için söylenebilir. Babasız bir çocuğun “babam var” demesi gibi. Normal yollardan takdir edilmeyen çocuk, yalana  daha rahat başvuracaktır. Başarılı olmadığı bir derste yüksek not aldığını söylemesi gibi vb.
  6. Çıkar Karşılığı Söylenen Yalanlar: Özellikle anne-babaların kendi çıkarları için yalan söylemeleri ve bu duruma çocuğu şahit göstermeleri bu davranışın öğrenilmesine neden olur. Eğer bir de bu durumda çocuğun ödüllendirilmesi söz konusu ise çocuk davranışı iyice pekiştirir.

İnsanların söyledikleri yalanlar başka bir tanıma göre ise şöyle sınıflandırılmıştır.

  • Birinci grupta kişinin söylediği yalanın, karşısındaki tarafından bilindiği fakat karşı çıkılmadığı ortak-yalanlar vardır. Kendisine yapılan yemek davetinden hoşnut olmayıp daveti yapan kişiye “işim var” veya “başka bir sözüm var” diyen kişi buna örnektir. Bunu söylerken karşısındakinin söylediği yalanı anladığını bilir. Ancak iki taraf için de durumun bu şekilde algılanması uygundur. Daveti yapan kişi, konuyu mazeret olarak değerlendirir ve şehir hayatında herkesin programının kaçınılmaz olarak çok yüklü olduğunu söyler. Bu şekildeki ortak-yalanlar insanların gündelik hayatlarında sıklıkla başvurdukları yalanlardır.
  • İkinci grupta yer alan yalanlar, doğrusu ortaya konamayacağı için karşı çıkılmayan yalanlardır. Buna örnek eşi kendisini terk eden birinin herhangi bir ortamda mutlu bir görüntü sergilemesidir. Bu kişi beraberliğini bitirmekten ötürü çok mutlu olduğunu ifade eder ve dinleyenler bunun doğru olmadığını bilirler. Ancak buna kimse karşı çıkamaz. Bu kişi dikkatle izlenecek olursa, söyledikleriyle iç dünyası arasındaki çelişkiyi ortaya koyacak birçok açık verebilir. Ancak bu yalanın ortaya çıkması kimseye yarar sağlamayacağı için, kimse konunun üzerine gitmez.
  • Üçüncü grupta profesyonel yalancıların söyledikleri. yalanlar bulunur. Burada “profesyonel yalancı” tanımı “mesleği gereği yalan söylemek zorunda olan” –işin hazin tarafı- anlamında kullanılmaktadır. Diplomatlar, politikacılar, avukatlar, reklamcılar, halkla ilişkiler şirketlerinin temsilcileri, falcılar, sihirbazlar, eski eşya satıcıları(antikacılar) için yalan bir hayat biçimidir. Bu kimseler, karşılarındaki kişilere konuyla ilgili olarak sadece onların hoşlarına gidecek olanları söylemekte çok ustadırlar. Bu kimseler yalan söyleme becerilerini öylesine geliştirip parlatırlar ki, insanlar bu yalanları duymak için can atarlar, teşvik ederler ve bundan mutluluk duyarlar.
  • Dördüncü grupta ise, işi yalan söylemek olmayan sıradan insanların söyledikleri ve kendilerine yarar sağlayan küçük veya büyük yalanlar gelir. Bunlar fark edildiği zaman “yalan” diye adlandırılan adi yalanlardır. Burada önemli bir gerçeğin altını çizmekte yarar vardır. “İnsan ağzıyla yalan söyleyebilir ancak bedeniyle asla”. Bu sebeple söylediğinde dürüst olmayan birinin davranışlarıyla sözlerinin doğru olmadığı konusunda bazı ipuçlarıyla kendisini ele vermesi kaçınılmazdır.

Dr. Esra GÜLMEZ

KAYNAKÇA
http://www.estanbul.com/yalan-cesitleri-

mebk12.meb.gov.tr/…/21092103_yalansylemevenlemealmlar.docx